Büyülü Gerçeklik, Gabriel Garcia Marquez ve Isabel Allende nedeniyle benim hep Şili, Kolombiya taraflarıyla bağdaştırdığım bir olgu oldu. İlerleyen yıllarda Haruki Murakami gibi yazarları da keşfedince dünyanın farklı yerlerinde de olduğunu gördüm tabii ama benim için genelde aşırı gerçekçi, gri ve iç karartıcı olan Rus Edebiyatı’ndan böyle birşey beklemezdim, ne yalan söyleyeyim… Okumaya çok geç kaldığım, Mihail Bolgakov’un Usta ile Margarita’sı bunun da dahil olduğu pek çok açıdan güzel bir sürpriz oldu benim için…
Harry Potter’ın bile Rusya’da yasaklanan kitaplar arasında olduğu da göz önünde bulundurulunca, 1930’ların Moskova’sını tiye alan, Şeytan’ın şehre indiği ve hatta kendisini kara büyücü olarak tanıttığı Usta ile Margarita’nın da yasaklanmasına hiç şaşırmıyor insan. Puro içen kedi Behemoth, onun Ustası, kara büyücü Profesör Woland, bir şairin migrenini kendine dert eden İsa derken “Allahım, neredeyim ben?” derken buldum kendimi. Ama “çıkarın beni buradan” şeklinde değil, “burası çok heyecanlıymış; hadi biraz daha gezelim!” şeklinde. Neden derseniz de, içinde tek bit kitapta toplanmayacak pek çok şey var: Şeytan, İsa, esprili bir kedi, talihsiz aşk, seks…
Hepsinden ilginci de içinde ‘allahless’lık olmasıydı bana göre. Yasaklanmış olsun, olmasın, o zamanlarda karakterlerin Allah hakkında kötü konuştuğu, inançsızlığı övdüğü bir kitap yazmak çok büyük cesaret. Bir barda biranızı içerken bir edebiyat dergisi editörü ve şairin sohbetine kulak verdiğinizi düşünün… İsa’yı yüceltmek yerine onunla ilgili tüm hikâyelerin uydurma olduğunu, aslında öyle birinin olmadığını gösteren şiirler isteyen bir editörle karşılaşabileceğiniz aklınızın ucundan geçer mi?
Usta ile Margarita, başka bir boyuta geçmişsiniz hissi veriyor, evet. Ancak bir yandan da ayaklarınız sıkı sıkı yere basıyor çünkü insanların ne kadar kolay bir şekilde açgözlü oluverdiğini, hemen bir diğerini küçümsemeye yöneldiğini, bazen etrafımızda olan bitenleri gerçekten göremediğimizi ve görsek de inanamayıp, kendimizi kandırmaya devam ettiğimizi gözler önünde seriyor.
Tanıtım Yazısı:
Acımasız bir sistem eleştirisini derin bir felsefi tartışmaya dönüştürerek insan kadar eski iyi-kötü tartışmasını irdeleyen Usta ile Margarita, iki ayrı öyküyü yan yana getirir. Bunlardan biri XX. yüzyılda Moskova’da, diğeri Pontius Pilatus’un 26-36 yılları arasındaki valiliği döneminde Yahuda’da geçer. Romanın başkişisi, Prof. Woland kılığına girmiş olan Şeytan’dır. Moskova’ya inen Şeytan, seçkin aydın çevrelerinin ikiyüzlülüğünü ve yozluğunu gözler önüne seren çılgınca oyunlara başvurur. Onun karşısındaysa akıl hastanesine kapatılan, baskı altındaki bir romancı, yani “Usta” vardır...
Mihail Bulgakov’un ancak ölümünden yirmi altı yıl sonra, üstelik katı bir sansürden geçerek yayımlanabilen dev romanı Usta ile Margarita, XX. yüzyıl edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. Keskin yergili bir mizahla dolu fantastik bir roman olan Usta ile Margarita’yı, SSCB döneminde kitaptan çıkarılan seksen sayfayı da içeren eksiksiz çevirisiyle sunuyoruz.
Buradan satın alın; Usta ile Margarita - Mihail Bulgakov
Bu kitapla ne içilir: Cin tonik
Bu kitapla ne dinlenir: Tchaikovsky
Usta ile Margarita - Mihail Bulgakov
by
Zimlicious
/
Sunday, July 23, 2017 /
Posted in
can yayınları,
Mihail Bulgakov,
Rus edebiyatı,
Usta ile Margarita
0 comments:
Post a Comment