Albert Camus ile Yabancı ile tanışanlardanım ben de. Lise ikide okumuştum Yabancı'yı ve o zamanlar insanı kendini bu kadar soyutlamaya, hissizleştirmeye, 'yabancı'laşmaya neyin ittiğini uzun uzun sorgulamıştım. Bugün çok iyi anlayabiliyorum bunu ama o zamanlar daha kalbimizin tertemiz, hayallerimizin uçsuz bucaksız olduğu zamanlardı tabii. "Gerçekten önemli olan tek felsefe sorusu vardır: İntihar" diye başlayarak daha ilk cümleden suratınıza tokat gibi inen bu kitaptaki felsefenin, Yabancı'da gerçeğe dönüştüğünü anlayınca da aklınız uçuyor resmen.
Spoiler vermemek için uzun uzun anlatmayacağım Camus'nün Sisifonos Söyleni'nde ele aldığı felsefeyi. Ancak şunu söyleyeyim: elle tutulmayan pek çok terimden yola çıkarak (akıl, mantık mesela) hayatın yaşanmaya değer olup olmadığını sorguluyor Camus. Takıntılı, sinemaya bile günler öncesinden bilet alıp, planlamayı yapıp rahatlayan bir insan olaraktan Camus'nün sorgulamalarından aldığım şey şöyle: hayat, saçma bir şey aslında. Neden geldik, neden gidiyoruz, hiçbirimizin bir fikri yok. "Öbür dünya" teorileri ve orada başımıza neler gelebileceğine dair fikirler de var ama oralar varsa bile görenler dönüp de anlatamadığı için bu konuda da fikrimiz yok. İyisi mi, severek, eğlenerek, gezerek, görerek, okuyarak, mutlu olmaya çalışarak yaşayalım, hayata anlamını kendimiz verelim!
Tanıtım Yazısı:
Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir."
Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımladığı deneme kitabı Sisifos Söyleni'nde, yaşamın anlamsızlığı, varoluşumuzun saçmalığı gibi intihara yönelen temaları, tarihin ve edebiyatın belirli bazı kişilikleri üzerinden ele alır. Tahsin Yücel'in dilimize kazandırdığı eser, XX. yüzyıl felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmiştir. Tanrıların, hep yeniden aşağıya yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırdıkları Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiştir, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir, insanlığa gerçek boyutlarını ancak bu başkaldırı kazandırabilir.
Buradan satın alın; Sisifonos Söyleni - Albert Camus
Bu kitapla ne içilir: Karışık meyve suyu (yaşam enerjisi için)
Bu kitapla ne dinlenir: The Cure - Killing an Arab
0 comments:
Post a Comment