Gülünesi Aşklar'ın arkasındaki tanıtım yazısında diyor ki, "Milan Kundera, bütün yapıtları arasında en çok zevk alarak ve keyifle Gülünesi Aşklar'ı yazmış olduğunu söyler." Söylemesine gerek bile yokmuş aslında. Çünkü o kadar belli ki! Gülünesi Aşklar'da yer alan yedi öyküde aşk var, seks var, ilişkiler var ve tabii ki hayat ve hayata dair yanılsamalar var. Hepimizin hayallere kapılıp gerçeği nasıl çarpıttığı, kafamızdakinin elimizdekiyle hiçbir zaman uyuşmadığı hissi var...
Biraz "Milan Kundera'dan aşk dersleri" tadında bir kitap Gülünesi Aşklar. Anlattığı olayların çoğu başımıza gelmiş olabilir. Karakterlerin de en az bir tanesini gerçek hayatta tanıyoruzdur mutlaka. Biz de başkalarının aşklarının komik olduğunu düşünüp, gülmüşüzdür. Birinin, bir başkasına nasıl delice tutulduğuna tanık olunca onlara ya "salak," ya "saf," ya da en azından "vah, yazık!" demişizdir. Ta ki kendi başımıza gelene kadar! Gülünç oluyoruz aşık olunca... Mutluyken bir yandan da acı çekiyoruz. Kendimize sürekli "saçmalama" desek de saçmalıyoruz. Bir tuhaf oluyoruz ya; yanlış mıyım?
Başta da az biraz değindiğim gibi, hem hayata, hem aşka, hem de insan ilişkilerine dair pek çok ayrıntıyı yakalamış Milan Kundera. Kimisi, insanların karakterleriyle alakalı. Kimisi içinde bulundukları durumlarla. Kimisi de başkalarının onları nereye koyduğuyla. Bunlara ek olarak, yeni şeyler, yeni insanların keşfi de var. Ve çok ama çok fazla da yanlış anlaşılma. Hikayelerin içinde acı da olsa tuhaf bir gülümseme kaplıyor yüzünüzü. Bunu garanti edebilirim.
Bir kaç tane de altını çizdiğim cümleyi paylaşmak istiyorum:
- Her insan hayatı hesaba sığmaz anlamlar taşır.
- Kendini çoğu zaman, biraz da kırgınlık duyarak, takım arkadaşına güzel toplar atan cömert bir forvet oyuncusuna benzetiyor; takım arkadaşı olduğu bu paslarla kolay goller atarak ucuz bir zafer kazanıyor.
- Bu kitabın gözümün önünde olmadığı bu birkaç gün içinde çok ıstırap çektim.
- Dünyamızda çirkinliğin olumlu bir işlevi var. Hiç kimse bir yerde oyalanmak istemiyor, insan bir yerde olur olmaz alelacele oradan çıkmak için çabalamaya başlıyor, bu da hayata arzulanan bir ritim veriyor.
- Hayat kısa, her anından yararlanmak gerek.
- Yüzünün kızaracağı düşüncesine kapılır kapılmaz yüzü hemen kızarıveriyordu.
- Erotizm yalnızca bedene duyulan arzu değil, buna eş ölçüde, onura duyulan arzudur. Bizden hoşlanan ve bizi seven, sahip olduğumuz bir yatak arkadaşı, bizim aynamız olur, önemimizin ve değerimizin ölçüsüdür o.
Tanıtım Yazısı:
Milan Kundera, bütün yapıtları arasında en çok Gülünesi Aşklar'ı büyük keyifle, zevkle yazmış olduğunu söyler. Yedi öyküden oluşan bu kitapta, yazarın daha sonraki romanlarında geliştireceği aşk, yalan, yanılsama gibi temaların özünü, özgün ve yenilikçi anlatım tekniklerini bulmak mümkün. Hayatı, yanılsamalar üzerine kurulu bir parodi olarak sunduğu Gülünesi Aşklar'daki öyküler, 1958 ile 1968 arasında yazılmış. Milan Kundera, o eşsiz kara mizahı ve ironisiyle kahramanlarının kimlik sorunlarını, oyun gibi başlayan cinsel yanılsamalarını, trajik bir tutsaklıktan başka bir şey olmayan erotik güç tutkularını işliyor, cinsellik ve erotizmi benzersiz gözlem gücü ve duyarlılığıyla, kusursuz bir estetik düzeye oturtarak işliyor. Bu öykülerin her birinde 'gülünesi aşklar' yer alıyor, ya da gerçek aşk oyunları. Yirminci yüzyıl edebiyatına damgasını vuranlardan olan Çek yazar Milan Kundera'nın Gülünesi Aşklar'ı, zamana karşı durabilen bir başyapıt.
Buradan satın alın; Gülünesi Aşklar - Milan Kundera
Bu kitapla ne içilir: Sıcak çikolata; içine de birkaç tane marshmallow atın derim
Bu kitapla ne dinlenir: Kamuran Akkor - Aşk Eski Bir Yalan
0 comments:
Post a Comment