Deniz Kavukçuoğlu, anneannemden 10 küsür yaş küçük ancak Moda'da Gezinti'yi okurken gerçekten anneannemle geziyormuşum gibi hissettim ve kitap boyunca onun sesi kulaklarımdaydı. Küçüklüğümün geçtiği Moda için İstanbul'un tek sevdiğim yeri diyebilirim; benim çok alıp veremediğim var bu şehirle. Ancak Moda'ya gidip bir turlayınca, Pasifik Pastanesi'nin efsane tatlılarından birini hüpletip, kahvemi yudumladıktan sonra denize doğru salınınca nefes alabildiğimi hissediyorum. Küçükken anneannemin anlattığına göre "oyuncak ütü istiyorm!" diye inlettiğim, sakinlerini ayağa kaldırdığım, okumayı bile bilmiyorken anneannemin yazdırmasıyla musıki vakfına gittiğim Moda'nın kedilerinin ve kedileri seven insanlarını da seviyorum. Hatta İstanbul'da yediğim en iyi sebzeli burger bile Moda'da!
Moda'da Gezinti'yi okurken anladım ki yıllardır önünden gelip geçtiğim, hayranlıkla seyrettiğim, içerisinde yiyip içtiğim pek çok yer hakkında pek de bir şey bilmiyormuşum. Kavukçuoğlu'nun peşine takılıp Moda'yı tekrar gezerken Beyaz Fırın'da kendimizi kaybedişimiz, Baylan'da üç jenerasyon bir arada kup griyenin içine düşüşümüz, Koço'da sarhoş olduktan sonra yola çıkınca insanın yüzüne vuran deniz kokusu aklımdaydı. Hatta küçükken tuttuğum günlüklerden birinde, bugün Moda Sahnesi olan eski Moda Sineması'nda annem ve kardeşimle izlediğim filmi uzun uzun anlatmış, yediğim popcorna kadar yazmışım zamanında.
Moda'da Gezinti'yi okurken aklımdan şu da geçti: keşke okulda okutulan tarih kitapları da böyle olsa. O kadar araştırılan, bulunanlar varken "xx yılında, xx imparator xx devleti devirmiş"ten öteye gidilmeyince kendimizi kimsenin yerine koyamıyor, okuduklarımızı benimseyemiyoruz. Belki de bundandır tarih dersinden hep kalmam... Sonuç olarak, bu tanıdık ama bir o kadar da bilinmezliklerle dolu, sıcacık macera için teşekkürler Deniz Kavukçuoğlu!
Tanıtım Yazısı:
Öğle saatlerinde, sırtını kumsala inen kayalara dayamış asma lokantada köfte, sosis, patates kızartması yenir, buz gibi soğuk Tekel birası içilirdi. Plajı işleten "Arap" Burhan ile karısı Marika sululuğa, kabalığa, itiş kakışa, sarkıntılığa izin vermezlerdi. Geleni gözleri tutmadı mı, "Bugün doluyuz!" deyip geri çevirirlerdi…
Deniz Kavukçuoğlu'nun Geçmişten Günümüze Moda'da Gezinti'si, yalnızca bir kent kitabı değil, anılarla, portrelerle dolu bir geçmiş zaman yolculuğu aynı zamanda. Öykülerinden, anılarından tanıdığımız sıcak diliyle Kavukçuoğlu, Moda'yı, kendi Moda'sını ölümsüzleştiriyor adeta. Okuyunca göreceksiniz; Türkiye'nin tüm sosyolojik zenginliğini bir dönem taşımış bu semt neredeyse. Cem Karaca'dan Barış Manço'ya, Tubini'lerden Moda Deniz Kulübü'ne, Ligor Efendi'den Aya Ekaterini Ayazması'na… İnceliklerle, boğaza tıkanan geçmiş özlemiyle, kültürel alışkanlıklarımızla dopdolu bir yolculuk daveti tutuyorsunuz elinizde; kaçırmayın.
(Tanıtım Bülteninden)
Buradan satın alın; Moda'da Gezinti - Deniz Kavukçuoğlu
Bu kitapla ne içilir: Ali Muhittin Hacı Bekir'den 'demirhindi'
Bu kitapla ne dinlenir: Müzeyyen Senar - Telgrafın Tellerine Kuşlar Mı Konar
0 comments:
Post a Comment